Ahmed Yesevi Dergâhı boşu boşuna XII. Yüzyıl ortalarında meydana çıkmamıştı. Bunun bir görevi vardı. Ahmed Yesevi Ocağından yetişenler olarak ta telâkki edilen Horasan Erenleri bir amaca hizmet etmekteydiler;
Horasan Erenleri, Türklerden müteşekkil idi. Bunlar Arapça ve Farsça yerine Türkçe konuşuyorlardı. Türk kültürüne de vakıftılar. İslamlaşmakla Türklüklerinden vazgeçmiş değillerdi. Bu nedenle onlara Baba dendi. Tutucu ve yobaz da değildiler. İmam Gazali gibi ilmi, matematiği, felsefeyi, akıl ve mantığı Eşari zihniyetindekiler gibi kâfirlik olarak ta nitelemiyorlardı. Hatta içlerinde içki içenler bile vardı. Onları hor görmüyor dışlamıyorlardı.
İslamı; kelime şehadet getirmek, iyilik yapmak ve zekat vermek olarak öğrenmişlerdi. Her türlü bağnazlıktan arınmıştılar. Onları yetiştiren ise; Ahmed Yesevi Ocağıydı...
(Oğuzların İsyanı/Fahrettin Öztoprak/Türk Dünyası Araştırmaları Vakfı yayınları sayfa:220-221)
Yorumlar
Yorum Gönder